Selamun aleykum. Anlaşılmadığım , anlaşılmaya çalışmaktan vazgeçtiğim son zamanlarda (rüya yorumu ararken) çıktı bu site karşıma. Bu bölümü görünce içimi dökmek istedim. Tarafsızca destek ya da eleştirilerinizle güç verebilirsiniz diye düşündüm.
Allahu Teala 'yı bilmeden büyüdüğüm bir çocukluk geçirdim. Varlığını kabul ettiğim ve daha fazlasını bilmediğim bir çocukluktu. Ama hoppa tiplilerden değildim. Kendimce değerlerim vardı. Yalan iki yüzlülük riya sadakat güven eminlik önem verdiğim şeylerdi. Liseyi ailemden uzakta okudum, okumak çok önemliydi! Ailevi sebeblerden yaşadığım sıkıntılar beni uzakta olsam da derinden etkiliyordu. Sorunlarımı paylaştığım kendisinden güç aldığım arkadaşımla ciddi düşünmeye başladığımda lise 2deydim. Çünkü sevgili ol ayrıl bana göre bir durum değildi. Kararım kesindi.
Lise son sınıfta vesilelerle islama yöneldim. Namazıma başladım, tesettüre girdim. (Bir süre sonra ise bir Şeyhe ks tabii oldum. Ama bu sırrımı kimse bilmiyordu.) Ciddi düşündüğüm arkadışımın da onay vermesi beni mutlu etse de bir süre sonra elimde patladı. Çünkü o da hevesimi alınca herşeyi bırakırım diye düşünmüş beni kaybetmemek için ses etmemiş meğersem.
Daha sonra islami şartları sunduğumda tamam sen bana da yön verirsin beraber herşeyi yaparız dediği kabul ettiği için evlendim ama belli sebeblerden başörtümden vazgeçtim. İyi bir lisede okuduğum için ve ilerde bütçede eşime destek olmak ve herhangi olumsuz bir durumda ayaklarımın üzerinde durmak için üniversite de okumam lazımdı yani ailem ve eşim bunu bana sürekli söylüyorlardı. Sınava girdim üniversiteyi de kazandım. Oturduğum şehre 3saat uzaklıktaydı üniversite. Belli şekilde halletik. Ancak bir bebeğim olacağını öğrenince dondurdum üniversiteyi. Herkes karşı çıksa da inanışıma göre bebeğimi kucağıma almam şarttı.
Eşimde tuhaf haller vardı ve tuhaf rüyalar görüyordum. Toz kondurmak istemiyordum ama doğumuma bir ay kala öyle bir ihanete tanık oldum ki yer yarılsa da içine girsem diye düşündüm ama olmadı. (Annem ve kardeşim son bir ay olduğu için bizdelerdi. ) Eşim kardeşime ilgi duyuyordu. Mesajları okudum kardeşimi ikna etmeye çalışmıştı ama olmamıştı. Ne hikmetse kardeşimin telefonu elime almıştım o gün.. Annem toparlan kızım dönelim dediyse de karnımda bebeğimle babamla problemlerimin olduğu eve dönmekten korkmuştum. Eşim öğrendiğimi anlayınca pişman olduğunu anlık bir olay olduğunu söyledi ve ben çaresizce pişman olduğuna inanmak isteyerek affettim.
Daha sonra bebeğim doğdu. Bebeğimle inanamayacakları kadar güzel ilgilendim, evimden başka evliliğimden ailemden başka hiçbirşeyi gözüm görmüyordu. Bu arada tabiki evlenmeden önce koştuğum islami şartların hiçbirini eşim yerine getirmemişti. Ve bende kıldığım namazları aksatmaya başlamıştım. Bir gün tevvafuki eşimin ihanetlerinin kardeşimle sınırlı olmadığını öğrendim.
İnternet telefon apartmandaki kişilerle bakışmalar vs. Rüyamda görüyordum ama yakıştıramıyordum inanmak istemiyordum. Eşimin ilgisini çekmek evliliğimi kurtarmak onun istediği gibi saçı maşalı eli ojeli yüzü boyalı bir kadına döndüm. Ve islami herşeyi bıraktım. Allah’ ın adını anmayı dahi bıraktım.
Daha sonra tayinimiz başka bir memlekete çıktı. Oraya gittiğimizde aile bütünlüğümüz bozulmasın diye yeniden sınava girip oradaki üniversiteyi kazandım. Okulda başarılıydım bebeğim bana güç veriyordu. Ama rüyalarım bitmiyordu. Zaten bende her rüyanın arkasından bir açık buluyordum, buldukça yoruluyordum tükeniyordum. Aileme de birşey diyemiyordum ve çok yalnızdım. (Kimseye gitmedim-sadakat önemliydi benim için)
1.senemin sonlarında dayanamadığım için ve artık her gördüğüm genç kızla yada kadınla eşimi ilişkilendirmeye başladığım için psikolojik olarak tamamen çöküp benliğimi kaybetmeye başladığım, zaman zaman intihar etmek isteklerimden dolayı ayrılmak istedim.
Karşı taraf yok desede benimle adliyeye kadar geldi. Ama kapısından döndük. Ben ise baba evine döndüm. Eşim beni ikna etti bir süre sonra ve beni geri götürmek için geldi. Herşeyimiz hazırdı yeni başlangıç için sabırsızlanıyordum ve çok umutluydum. Allah’ın sevmediği helali yapmak istemiyordum. Ancak eşimin benim farketmediğim belli hareketlerinden babam eşimin kardeşimi taciz ettiğini anlayınca eşimi evden kovdu. Şöyle ki onlar birbirlerinden kaçıyorlardı ve babam anlamıştı. Eşim gel beraber gidelim dedi, ailemize yazık etme dedi.... Dedi de dedi... Gitmedim. Babaevinde 1 ay dayandıktan sonra evladım için ve uzun süreli ayrılığın onu pişman edeceğini düşündüğüm için geri döndüm.
Döndüğüm gibi rüyalarımda başladı. Üniversitedeki arkadaşımla dertleştiğimde, arkadaşım bana bilinçaltı takma artık bak yanlışı yok dedi. Gerçektende yoktu. Temiz ilerliyordu. Ancak birgün hata yaptı ve aslında hiçbirşeyden vazgeçmediği ortaya çıktı. Bunun üzerine telefon faturalarının detayını kendi mailime yönlendirdim. En çok mesaj atılan numara bilin bakalım kimindi??? Tabiki kardeşim. Sürekli taciz ediyormuş meğer. Kardeşim hiç cevap vermemiş. Bana neden söylemediğine gelince ayrılamıyorsun ki bilsen ne olacak üzülme diye demedim dedi. Tabi bu arada başka kadınlarda varmış. Hepsi ortaya çıktı. Sonra evime haciz için ihbarname geldi.
Meğersem kumar oynuyormuş ve dünya kadar borcun içine girmiş.
Tüm bunlar niye başıma geldi diye isyanlar ederken lise son sınıfta bağlandığım Şeyhimi ks hatırladım. Ya Rabbi beni vekile ulaştır tarikatımı tazeleyeceğim dedim. Ve bir saate kalmadan sınıfımdaki bir arkadaşımla aynı yere bağlı olduğumu öğrenince ertesi gün hemen vekile gittik. Tarikatımı tazeledim. Şartları yerine getirdim ve o gece dua ettim. Eğer bu evlilik hayırlıysa bu adamın kalbine merhamet koy Rabbim yok değilse bende ne varsa sök at dedim. İki güne kalmadı eşime karşı hissiz oldum. Kararımı verdim boşanacaktım. Çünkü duamın kabulüne göre artık hayır yoktu.
Nasıl ne zaman diye düşünürken oluşan uygun zamanda baba evine döndüm. Hemde tek bir çöpümü bile alamadan. Evladımla yollara düştüm. Okulu da bitirmek zorundaydım artık başka çarem yoktu.
Evladımı babasına bırakmak istemedim ama soğuktum kucağıma alıp evladım diye bağrıma basamıyordum. Mahkemenin sonunda boşandım. Bitti. Biterken zorlu süreçler yaşadım. Ama Şeyhimin ks himmetiyle atlattım. 3sene içinde Okul da bitti. Mezun oldum.
(Bu 3sene içinde eşinden ayrılmış bir kadın olduğum için kullanmaya kalksalar da Rabbim cc izin vermedi. Biraz aptalım insanların iyi niyetlerine inanmak istiyorum ama altından başka şeyler çıkıyor. Evlenmeyi düşünsem bu vaadle bile kandırıp faydalanmak isteyen olduysa da Rabbime cc sonsuz şükür Şeyhime ks sonsuz teşekkür. Hep muhafaza edildim.)
Mezuniyetten sonra Babaevine döndüm çünkü atanma meselem vardı. Olmadı. Bu sene yeniden hazırlanırken babam önüme engeller koydu. Herkes sınav için her gün birikim yaparken ben gerilerde kaldım. Sonra 1ay kadar hastalık geçirdim daha da geride kaldım. Şimdilerde ise toplanmaya çalışsam da başarılı olamıyorum. Ayrıca sanki arada kalmış gibiyim. Sohbetler manevi kitaplar ilgimi çekince faydalanmak istesem derslerime ihanet eder gibi hissedip bırakıyorum, derslerime yüklensem ahiretime ihanet eder gibi hissedip bırakıyorum. (Zaten derslere hiç odaklanamıyorum) Dünyamı düzene sokmadan ahiretimi kazanamam diye düşündüğüm için bir süre herşeyi bırakıp sadece derslerime yoğunlaştım ama bu sefer maneviyatımda gerilemeler başladı. Bir orta yol tutturamadım. Bocaladım ama çözümü hala bulamadım. Tek bunlarda değil babamla da ayrı uğraştığım için herşey karıştı.
Şöyle ki Babam ateistim der inanıyorum der inanmıyorum der. Yani içini kimse bilmez. Ama Resulullah ı asv dikkate almaz, Ehlibeyti sevmez, Şeyhimi ks sevmez. Zulmeti çoktur bize. Aynı evin içinde düşman gibi olduğumuz zamanlar olur. Evladımın başını okşayıp oyun oynamaz. Zaten zamanında bize yapmadı, alınmıyorum o yüzden. Ama nefsi için herkesi kırıp geçirir. Bunlardan dolayı Evladımı burada yetiştirmeye devam etmek istemesem de şartlarımı zorlasam da bu sınavı kazanacağıma bir umudum yok. Çünkü geride kalmak beni çökertti. Kazanamazsam problem değil. Rızkı Rabbim verir bilirim. Hayırlısı der boynumu bükerim. Ancak Kazanamadığım takdirde babamın benden beklediği şeyleri (tesettürümden vazgeçme, faizli işlerde çalışma gibi) yapamam ve yeni sorunlar çıkar. Ve bitanecik evladım elime bakıyor. Babamdan kendim için bir şey isteyemezken evladım için hiç isteyemiyorum.
Git çalış diyeceksiniz ama şeriate uygun çalışma ortamı nerde buralarda? Heleki Deniz kenarı bir kesimde. Ben ise feraceli baştan aşağı siyahım. Tesettürümden taviz vermediğim için tuhaf bakışlara maruz kalıyorum, çarşıya dersaneye gitsem hastalanıp eve dönüyorum, kendi babamdan bile laf duyuyorum. Ama vazgeçemem. Rabbulalemin’in cc rızası herşeyden üstün değil mi?
Eski halime baktığımda eli çabuk atik herşeyin altından güçlüce kalkabilen bir ben vardı. Şimdi ise pasif çaresizliğini acizliğini kabul etmiş sanki düşünme yetisini kaybetmiş bedenen beynen uyuşmuş bir ben var gibi. Bu durumu nasıl aşacağımı bilmiyorum. İnsanlardan da sıkıldım. Dünyanın merkezi kendi, doğruları tek doğru gibi davrananlardan. Herkese saygı gösterirken saygı görmemekten de sıkıldım. İnsanlara olan sevgim gitmeye başladı. Güvenim zaten gitti. Evimin içi heleki babamın olmadığı vakitlerde dünyanın en güvenilir en huzurlu yeri. Tek hissettiğim gerçek bu.
Bidee ayrıca asli düşüncem şeriate uygun olmayan yerde çalışmamaktan ve hattaki medresede ilim almaktan, islama hizmet etmekten yana. Ama bunu bir rafa kaldırdım.
Evlen yuva kur derseniz. Düşündüm, gönlümde evladımla beni kabul edebilecek şeriati üstün tutan birisi olursa neden olmasın diye? Ancak annem şöyle dedi kimse elin çocuğu için ihtiyaçtan fazlasını yapmaz kızım. Çocuğunun farklı istekleri ilgileri olsa eşinden isteyemezsin. Atanmana bak. Paranı biriktir. Eşinin yok dediğine çocuğunun kalbi kırılmasın mahsun kalmasın diye kenarda birikmiş paran olsun. Çocuğumun babası bana neler yaptı? Başkası kim bilir…? Sanırım annem haklı.
İsteklerim farklı mecburiyetim farklı… Kimsenin beni anlamadığını düşündüğüm içinde buraya yazdım. Tavsiyelerinizi yorumlarınızı eleştirilerinizi bekliyorum.
Allahu Teala 'yı bilmeden büyüdüğüm bir çocukluk geçirdim. Varlığını kabul ettiğim ve daha fazlasını bilmediğim bir çocukluktu. Ama hoppa tiplilerden değildim. Kendimce değerlerim vardı. Yalan iki yüzlülük riya sadakat güven eminlik önem verdiğim şeylerdi. Liseyi ailemden uzakta okudum, okumak çok önemliydi! Ailevi sebeblerden yaşadığım sıkıntılar beni uzakta olsam da derinden etkiliyordu. Sorunlarımı paylaştığım kendisinden güç aldığım arkadaşımla ciddi düşünmeye başladığımda lise 2deydim. Çünkü sevgili ol ayrıl bana göre bir durum değildi. Kararım kesindi.
Lise son sınıfta vesilelerle islama yöneldim. Namazıma başladım, tesettüre girdim. (Bir süre sonra ise bir Şeyhe ks tabii oldum. Ama bu sırrımı kimse bilmiyordu.) Ciddi düşündüğüm arkadışımın da onay vermesi beni mutlu etse de bir süre sonra elimde patladı. Çünkü o da hevesimi alınca herşeyi bırakırım diye düşünmüş beni kaybetmemek için ses etmemiş meğersem.
Daha sonra islami şartları sunduğumda tamam sen bana da yön verirsin beraber herşeyi yaparız dediği kabul ettiği için evlendim ama belli sebeblerden başörtümden vazgeçtim. İyi bir lisede okuduğum için ve ilerde bütçede eşime destek olmak ve herhangi olumsuz bir durumda ayaklarımın üzerinde durmak için üniversite de okumam lazımdı yani ailem ve eşim bunu bana sürekli söylüyorlardı. Sınava girdim üniversiteyi de kazandım. Oturduğum şehre 3saat uzaklıktaydı üniversite. Belli şekilde halletik. Ancak bir bebeğim olacağını öğrenince dondurdum üniversiteyi. Herkes karşı çıksa da inanışıma göre bebeğimi kucağıma almam şarttı.
Eşimde tuhaf haller vardı ve tuhaf rüyalar görüyordum. Toz kondurmak istemiyordum ama doğumuma bir ay kala öyle bir ihanete tanık oldum ki yer yarılsa da içine girsem diye düşündüm ama olmadı. (Annem ve kardeşim son bir ay olduğu için bizdelerdi. ) Eşim kardeşime ilgi duyuyordu. Mesajları okudum kardeşimi ikna etmeye çalışmıştı ama olmamıştı. Ne hikmetse kardeşimin telefonu elime almıştım o gün.. Annem toparlan kızım dönelim dediyse de karnımda bebeğimle babamla problemlerimin olduğu eve dönmekten korkmuştum. Eşim öğrendiğimi anlayınca pişman olduğunu anlık bir olay olduğunu söyledi ve ben çaresizce pişman olduğuna inanmak isteyerek affettim.
Daha sonra bebeğim doğdu. Bebeğimle inanamayacakları kadar güzel ilgilendim, evimden başka evliliğimden ailemden başka hiçbirşeyi gözüm görmüyordu. Bu arada tabiki evlenmeden önce koştuğum islami şartların hiçbirini eşim yerine getirmemişti. Ve bende kıldığım namazları aksatmaya başlamıştım. Bir gün tevvafuki eşimin ihanetlerinin kardeşimle sınırlı olmadığını öğrendim.
İnternet telefon apartmandaki kişilerle bakışmalar vs. Rüyamda görüyordum ama yakıştıramıyordum inanmak istemiyordum. Eşimin ilgisini çekmek evliliğimi kurtarmak onun istediği gibi saçı maşalı eli ojeli yüzü boyalı bir kadına döndüm. Ve islami herşeyi bıraktım. Allah’ ın adını anmayı dahi bıraktım.
Daha sonra tayinimiz başka bir memlekete çıktı. Oraya gittiğimizde aile bütünlüğümüz bozulmasın diye yeniden sınava girip oradaki üniversiteyi kazandım. Okulda başarılıydım bebeğim bana güç veriyordu. Ama rüyalarım bitmiyordu. Zaten bende her rüyanın arkasından bir açık buluyordum, buldukça yoruluyordum tükeniyordum. Aileme de birşey diyemiyordum ve çok yalnızdım. (Kimseye gitmedim-sadakat önemliydi benim için)
1.senemin sonlarında dayanamadığım için ve artık her gördüğüm genç kızla yada kadınla eşimi ilişkilendirmeye başladığım için psikolojik olarak tamamen çöküp benliğimi kaybetmeye başladığım, zaman zaman intihar etmek isteklerimden dolayı ayrılmak istedim.
Karşı taraf yok desede benimle adliyeye kadar geldi. Ama kapısından döndük. Ben ise baba evine döndüm. Eşim beni ikna etti bir süre sonra ve beni geri götürmek için geldi. Herşeyimiz hazırdı yeni başlangıç için sabırsızlanıyordum ve çok umutluydum. Allah’ın sevmediği helali yapmak istemiyordum. Ancak eşimin benim farketmediğim belli hareketlerinden babam eşimin kardeşimi taciz ettiğini anlayınca eşimi evden kovdu. Şöyle ki onlar birbirlerinden kaçıyorlardı ve babam anlamıştı. Eşim gel beraber gidelim dedi, ailemize yazık etme dedi.... Dedi de dedi... Gitmedim. Babaevinde 1 ay dayandıktan sonra evladım için ve uzun süreli ayrılığın onu pişman edeceğini düşündüğüm için geri döndüm.
Döndüğüm gibi rüyalarımda başladı. Üniversitedeki arkadaşımla dertleştiğimde, arkadaşım bana bilinçaltı takma artık bak yanlışı yok dedi. Gerçektende yoktu. Temiz ilerliyordu. Ancak birgün hata yaptı ve aslında hiçbirşeyden vazgeçmediği ortaya çıktı. Bunun üzerine telefon faturalarının detayını kendi mailime yönlendirdim. En çok mesaj atılan numara bilin bakalım kimindi??? Tabiki kardeşim. Sürekli taciz ediyormuş meğer. Kardeşim hiç cevap vermemiş. Bana neden söylemediğine gelince ayrılamıyorsun ki bilsen ne olacak üzülme diye demedim dedi. Tabi bu arada başka kadınlarda varmış. Hepsi ortaya çıktı. Sonra evime haciz için ihbarname geldi.
Meğersem kumar oynuyormuş ve dünya kadar borcun içine girmiş.
Tüm bunlar niye başıma geldi diye isyanlar ederken lise son sınıfta bağlandığım Şeyhimi ks hatırladım. Ya Rabbi beni vekile ulaştır tarikatımı tazeleyeceğim dedim. Ve bir saate kalmadan sınıfımdaki bir arkadaşımla aynı yere bağlı olduğumu öğrenince ertesi gün hemen vekile gittik. Tarikatımı tazeledim. Şartları yerine getirdim ve o gece dua ettim. Eğer bu evlilik hayırlıysa bu adamın kalbine merhamet koy Rabbim yok değilse bende ne varsa sök at dedim. İki güne kalmadı eşime karşı hissiz oldum. Kararımı verdim boşanacaktım. Çünkü duamın kabulüne göre artık hayır yoktu.
Nasıl ne zaman diye düşünürken oluşan uygun zamanda baba evine döndüm. Hemde tek bir çöpümü bile alamadan. Evladımla yollara düştüm. Okulu da bitirmek zorundaydım artık başka çarem yoktu.
Evladımı babasına bırakmak istemedim ama soğuktum kucağıma alıp evladım diye bağrıma basamıyordum. Mahkemenin sonunda boşandım. Bitti. Biterken zorlu süreçler yaşadım. Ama Şeyhimin ks himmetiyle atlattım. 3sene içinde Okul da bitti. Mezun oldum.
(Bu 3sene içinde eşinden ayrılmış bir kadın olduğum için kullanmaya kalksalar da Rabbim cc izin vermedi. Biraz aptalım insanların iyi niyetlerine inanmak istiyorum ama altından başka şeyler çıkıyor. Evlenmeyi düşünsem bu vaadle bile kandırıp faydalanmak isteyen olduysa da Rabbime cc sonsuz şükür Şeyhime ks sonsuz teşekkür. Hep muhafaza edildim.)
Mezuniyetten sonra Babaevine döndüm çünkü atanma meselem vardı. Olmadı. Bu sene yeniden hazırlanırken babam önüme engeller koydu. Herkes sınav için her gün birikim yaparken ben gerilerde kaldım. Sonra 1ay kadar hastalık geçirdim daha da geride kaldım. Şimdilerde ise toplanmaya çalışsam da başarılı olamıyorum. Ayrıca sanki arada kalmış gibiyim. Sohbetler manevi kitaplar ilgimi çekince faydalanmak istesem derslerime ihanet eder gibi hissedip bırakıyorum, derslerime yüklensem ahiretime ihanet eder gibi hissedip bırakıyorum. (Zaten derslere hiç odaklanamıyorum) Dünyamı düzene sokmadan ahiretimi kazanamam diye düşündüğüm için bir süre herşeyi bırakıp sadece derslerime yoğunlaştım ama bu sefer maneviyatımda gerilemeler başladı. Bir orta yol tutturamadım. Bocaladım ama çözümü hala bulamadım. Tek bunlarda değil babamla da ayrı uğraştığım için herşey karıştı.
Şöyle ki Babam ateistim der inanıyorum der inanmıyorum der. Yani içini kimse bilmez. Ama Resulullah ı asv dikkate almaz, Ehlibeyti sevmez, Şeyhimi ks sevmez. Zulmeti çoktur bize. Aynı evin içinde düşman gibi olduğumuz zamanlar olur. Evladımın başını okşayıp oyun oynamaz. Zaten zamanında bize yapmadı, alınmıyorum o yüzden. Ama nefsi için herkesi kırıp geçirir. Bunlardan dolayı Evladımı burada yetiştirmeye devam etmek istemesem de şartlarımı zorlasam da bu sınavı kazanacağıma bir umudum yok. Çünkü geride kalmak beni çökertti. Kazanamazsam problem değil. Rızkı Rabbim verir bilirim. Hayırlısı der boynumu bükerim. Ancak Kazanamadığım takdirde babamın benden beklediği şeyleri (tesettürümden vazgeçme, faizli işlerde çalışma gibi) yapamam ve yeni sorunlar çıkar. Ve bitanecik evladım elime bakıyor. Babamdan kendim için bir şey isteyemezken evladım için hiç isteyemiyorum.
Git çalış diyeceksiniz ama şeriate uygun çalışma ortamı nerde buralarda? Heleki Deniz kenarı bir kesimde. Ben ise feraceli baştan aşağı siyahım. Tesettürümden taviz vermediğim için tuhaf bakışlara maruz kalıyorum, çarşıya dersaneye gitsem hastalanıp eve dönüyorum, kendi babamdan bile laf duyuyorum. Ama vazgeçemem. Rabbulalemin’in cc rızası herşeyden üstün değil mi?
Eski halime baktığımda eli çabuk atik herşeyin altından güçlüce kalkabilen bir ben vardı. Şimdi ise pasif çaresizliğini acizliğini kabul etmiş sanki düşünme yetisini kaybetmiş bedenen beynen uyuşmuş bir ben var gibi. Bu durumu nasıl aşacağımı bilmiyorum. İnsanlardan da sıkıldım. Dünyanın merkezi kendi, doğruları tek doğru gibi davrananlardan. Herkese saygı gösterirken saygı görmemekten de sıkıldım. İnsanlara olan sevgim gitmeye başladı. Güvenim zaten gitti. Evimin içi heleki babamın olmadığı vakitlerde dünyanın en güvenilir en huzurlu yeri. Tek hissettiğim gerçek bu.
Bidee ayrıca asli düşüncem şeriate uygun olmayan yerde çalışmamaktan ve hattaki medresede ilim almaktan, islama hizmet etmekten yana. Ama bunu bir rafa kaldırdım.
Evlen yuva kur derseniz. Düşündüm, gönlümde evladımla beni kabul edebilecek şeriati üstün tutan birisi olursa neden olmasın diye? Ancak annem şöyle dedi kimse elin çocuğu için ihtiyaçtan fazlasını yapmaz kızım. Çocuğunun farklı istekleri ilgileri olsa eşinden isteyemezsin. Atanmana bak. Paranı biriktir. Eşinin yok dediğine çocuğunun kalbi kırılmasın mahsun kalmasın diye kenarda birikmiş paran olsun. Çocuğumun babası bana neler yaptı? Başkası kim bilir…? Sanırım annem haklı.
İsteklerim farklı mecburiyetim farklı… Kimsenin beni anlamadığını düşündüğüm içinde buraya yazdım. Tavsiyelerinizi yorumlarınızı eleştirilerinizi bekliyorum.